FED NE YAPAR?
2016 yılına küresel piyasalar adeta ışık hızı ile giriş yaptı. FED’in yaklaşık olarak 10 sene sonra ilk defa faiz silahını kullanmasının üzerinde birkaç hafta geçmesine rağmen Çin son dönemde küresel kaygıların yönetmeni olarak yine sahne aldı ve FED’in yaptığı ve bu yıl içerisinde yapmayı planladığı faiz artırım adımlarını yine gölgede bırakmayı başardı. Yılın ilk işlem haftasında küresel hisse senedi piyasalarında tam 2.6 trilyon doların erimesine neden olan Çin yuanındaki devalüasyon küresel risk algılarının daha uzun bir dönem boyunca azalmayacağının sinyalini verir gibiydi. Bu noktada Avrupa ve Japonya Merkez Bankaları’nın parasal genişleme sinyalleri vermesi, Çin’in para piyasalarına birçok müdahale de bulunması ve bunların yetersiz kalabileceği endişeleri, düşük seyrini hız kesmeden sürdüren petrol fiyatları FED’in bu sene gerçekleştireceği faiz politikasında revizyonlara gitmesini, bir başka deyişle faiz artırım sürecinin beklenenden daha yavaş bir şekilde yapılmasını tetikleyebilir.
İlk faiz artırımının üzerinden henüz çok kısa bir süre geçtikten sonra, küresel piyasalardaki kargaşa faiz artırımları için beklentileri zayıflatırken, bir yandan da dikkatler 4.5 trilyon dolarlık FED bilançosuna çevrilmiş durumda. Bankanın sahip olduğu bilanço büyüklüğünde FED’in özellikle küresel finansal kriz sonrası izlediği parasal genişleme politikalarının etkisi yadsınamaz. FED’in tahvil alım programı sona ereli çok olsa da, bankanın bilançosunun kolay kolay küçüleceğe benzemediğini de belirtmek gerekiyor.
FED üyeleri arasında da görüş ayrılıkları olması, halen faizler konusunda fikir birliğinin sağlanamamış olması da dikkat çekici. Atlanta FED Başkanı Dennis Lockhart küresel piyasalardaki satışların ABD ekonomisini etkilemeyeceğini kaydederken, Dallas FED Başkanı Robert Kaplan da piyasalardaki gelişmelerin ABD ekonomisinin bir yansıması olmadığını belirtti. Boston FED Başkanı Eric Rosengren ise büyüme ve enflasyonun faiz artışı için risk oluşturduğunu, bu yıl 4 faiz artışının riskli olabileceğini kaydetti. Richmond FED Başkanı Jeffrey Lacker ise, FED’in 2016 yılında muhtemelen en az 4 faiz artırımı yapma gereği duyabileceğini söylerken, St. Louis FED Başkanı James Bullard, düşen petrol fiyatlarının enflasyonun hedefe dönmesini geciktirebileceğini söyledi. Chicago FED Başkanı Charles Evans ise her zamanki gibi temkinli konuşarak FED’in bu yıl yalnızca 2 veya 3 faiz artırımı yapması gerektiğini söyledi. Üyelere ek olarak ABD eski Hazine Bakanı Larry Summers da küresel ekonominin 2016 yılında 4 adet FED faiz artışına dayanamayacağını ifade etmesi dikkatleri çekti.
Çin merkezli küresel sarsıntıların FED’in kararlarında tıpkı Eylül toplantısında olduğu gibi değişikliklere yol açabileceğini düşünüyoruz. Buna paralel olarak Çin’in büyüme rakamlarını rayına oturtamaması ile küresel risklerin devam edebileceğini, FED’in Çarşamba günü gerçekleşecek toplantısında Mart ayındaki bir hamlenin de gelişmelere bağlı olacağına vurgu yapması beklenebilir. Piyasalarda bu toplantıda bir faiz artışı beklenmediğini hatırlatalım. Buna ek olarak 16 Mart’taki toplantının da pas geçilerek yılın ilk yarısında tekrar bir hamle gelme ihtimali git gide artmaktadır.
FED Faiz Artırırsa Ne Olur?
Hatırlanacağı üzere Aralık toplantısında FED, özellikle büyümenin hayal kırıklığı yaratması halinde faizlerin büyük olasılıkla daha yavaş şekilde artacağının belirtmişti. Son açıklanan 3. Çeyrek büyüme rakamının tatmin edici olmaması, enflasyonda istenilen ölçüde bir ivme kaydedilememesi ve düşük seyreden petrol fiyatlarıyla birlikte küresel piyasalarda çalkantıların devam ettiği bir ortamda FED’in faiz artırım hamlesinde bulunması sürpriz olacaktır. Bu olasılığın gerçekleşmesi durumunda dolar varlıklarında yukarı yönlü hareketler, Dolar/TL tarafında ise yeni rekor denemeleri görülebilir ve 3.10-3.15 bandı arasında fiyatlamalar söz konusu olabilir. Borsa İstanbul endeksinde ise kritik 68.000-66.000 seviyelerinin hedeflenmesi kaçınılmaz olabilir.
FED Faiz Artırmaz, Mart Sinyali Vermezse Ne Olur?
Euro bölgesindeki genişleyici adımların devamı ve ABD’de faiz artırım süreci göz önüne alındığında, FED’in 27 Ocak ve 16 Mart toplantılarında faizlerde değişikliğe gidilmeyeceğini hesaba katıyoruz. Çin merkezli küresel endişelerin devam etmesi, ABD ekonomik göstergelerinde istenilen ivmenin görülmemesi, güçlü dolara vurgu yapılması ve düşük seyreden petrol fiyatları nedeniyle FED, Mart ayında da faiz artırımını pas geçebilir. Böyle bir durumda endekste tekrar pozitif havanın yayılarak alımların devam etmesiyle birlikte 79.500 – 80.000 aralığına dek sürecek yükselişler görülebilir. Buna ek olarak özellikle iç piyasada olağan dışı gelişmeler olmaması kaydıyla, beklediğimiz sürecin kuru da tekrar 2.85 – 2.90 aralığına doğru çekmesi kesinlikle sürpriz sayılmamalı.
FED Faiz Artırmaz, Mart Sinyali Gelirse Ne Olur?
ABD Merkez Bankası FED’in çeyreklik bazda kilit sayılabilecek ekonomik göstergelerin performansını görmek isteyeceğinden dolayı, Ocak toplantısında faiz artırımını pas geçeceği olasılığını güçlü buluyoruz. Bunun yanında son açıklanan enflasyon rakamlarının beklentilerin altında kalması ve kalıcı iyileşme göstermeyen istihdam piyasası, FED’in faiz artırımı konusunda elini zayıflatan gelişmeler olarak karşımıza çıkmaktadır. FED’in Ocak ayı toplantısında beklentilere paralel faizlerde bir değişikliğe gidilmemesine karşılık Mart toplantısında faiz artırım sinyali verilmesi gelişmekte olan ülke ekonomilerini önemli ölçüde etkilemesi kaçınılmaz olacaktır. Mart ayı sinyalinin verilmesiyle birlikte dolar varlıkları değer kazanırken TL dahil olmak üzere bir çok gelişmekte olan ülke piyasalarında çıkış da şaşırtıcı olmaz. Böyle bir senaryoda kur tarafında 3.03-3.05 seviyelerine doğru yükseliş hareketi görebiliriz. Endeks tarafında ise 70.500-69.000 destekleri tekrar gündeme gelebilir.
DESTEK MENKUL DEĞERLER ARAŞTIRMA DEPARTMANI
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri; grafik ve sinyaller yatırım danışmanlığı kapsamında değildir ve genel anlamda bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir; Bu bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kisilerin ugrayabilecegi her türlü zararlardan dolayi Destek Menkul Değerler A.Ş. sorumlu tutulamaz. Destek Menkul Değerler A.Ş. nin izni alınmadan bu bilgilerin bir kısmı ya da tamamının kopyası çıkarılamaz, bilgisayar sistemlerine aktarılamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder