28 Mart 2016 Pazartesi

Ekonomik Büyüme Nedir?

Ekonomik büyüme olgusu, iktisatçıların her dönemde en çok tartıştığı konular arasında olduğu gibi günümüzde de hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin üzerinde durduğu en önemli sosyal ve ekonomik konulardan biridir. ekonomik büyüme, üretilen mal ve hizmet kapasitesinde meydana gelen artıştır. Yani bir ülkenin ekonomik büyümesi, ülke fert başına GSYİH’sinin sürekli olarak artması anlamına gelmektedir. (GSYİH=Gayrisafi Yurt içi hasıla; Bir ülke sınırları içerisinde belli bir zaman içinde, üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin para birimi cinsinden değeridir. Formül= GSYİH= tüketim + yatırım + devlet harcamaları + (ihracat-ithalat) Bir ülkede ekonomik büyümenin ne oranda meydana geldiğini belirleyebilmek için ortalama büyüme hızı ile yıllık büyüme hızı hesaplanmaktadır. Ortalama büyüme hızı, belli bir zaman dilimi içinde reel GSYİH’de meydana gelen artışı ölçmektedir.  Diyelim ki bir ülkenin bir yıllık GSYİH’si 100 milyar lira ve gelecek sene bu rakam 125 milyar dolara çıkıyor. Bu durumda %25’lik bir ekonomik büyümeden bahsedilebilir. Fakat diğer yandan, GSYİH 75 milyar lirada kalırsa, bu durumda ekonomik büyüme -%25 olarak gerçekleşmiştir deriz. Ekonomide bir daralma gerçekleşmiş olsa da bu yine de büyüme tabiriyle açıklanır. Halklar ekonomik büyümeyi genellikle istihdam üzerinden değerlendirirler. Bu genellikle üretim rakamları ve diğer istatistiklerle ilgilenmeyen halk için kendilerine doğrudan etki ettiği ve gözlemlenebilir olduğu için daha önemlidir. Bu aslında ekonomik büyümenin en iyi ölçümlerinden birisi olabilir.

Ekonomik Büyümü Rakamları Nasıl Yorumlanır?

Yıllık büyüme oranı değerlendirmeye alındığında, aynı zamanda nüfus artış hızı da göz önünde bulundurulmalıdır. Eşit seviyede büyüme oranı gözlenen iki farklı ülkede; nüfus artış hızlarının farklı olması halinde, büyümenin refaha etkisi de kaçınılmaz olarak farklı olacaktır.

Herhangi bir yılın ardışık üç çeyreğinde büyüme oranlarının düşük olması, resesyon tehlikesinin başlangıç sinyali olarak gösterilebilir. Buna karşın, ardışık olarak yüksek çıkan büyüme oranları, bir büyüme ivmesinin varlığı olarak da yorumlanabilir.

Sürdürülebilir bir ekonomik büyümeden söz edilebiliyorsa; büyüme hızının yüksek olduğu bir yılda, yatırımlar ve ihracatın duraklaması gibi bir durum söz konusu olamaz.
GSYİH’nın mutlak değerinin her yılın üç aylık dönemlerinde aynı olması sözkonusu değildir. Kış koşulları nedeniyle, üretilen mal ve hizmetlerin toplam değeri, yılın ilk üç ayında daha düşüktür. Kıpırdanmalar, ikinci çeyrekte başlar. Üçüncü çeyrekte ise, tarımsal üretim nedeniyle yükselme gözlenir. Son çeyrekle beraber, canlanan sanayinin de katkısıyla, üretim toplam değeri yılın en yüksek seviyesine ulaşır. Bu nedenledir ki; herhangi bir dönemdeki büyüme oranını bir önceki dönemle karşılaştırmak yanıltıcı sonuçların elde edilmesine neden olabilir.
İç talepteki artış hızının, GSYİH’daki artış oranının üstünde olması ise, ekonominin aşırı ısındığı yönündeki kuşkuları artırır.

Resesyon Nedir?

Resesyonun resmi bir tanımı yoktur; ama genel kabul gören tanımına göre resesyon belli bir dönemdeki üretimdeki düşüştür. Üretimdeki kısa dönemli düşüşler resesyon olarak tanımlanmaz. Birçok yorumcu ve analist, resesyonu tanımlarken bir ülkenin ardışık iki çeyrekte gayri safi milli hasılasındaki (GSYİH) (enflasyona ayarlanmış) düşüş olarak tanımlıyor. Her ne kadar bu tanım kullanışlı olsa da tanımın eksiklikleri vardır. Sadece GSYİH’ye odaklı bir yaklaşım dar bir yaklaşımdı ve bir ülkenin gerçekten resesyonda olduğunu anlamak için iktisadi etkinliği ölçen diğer kavramlara bakmak genellikle gerekir. Diğer değişkenlere bakmak ekonominin vaziyeti hakkında bir şablon ortaya koyabilir.

Her ne kadar ekonomi bir resesyon dönemi başlamadan aylar öncesinden zayıflık sinyalleri verebilirse de, bir ülkenin resesyonda olduğunu gerçekten anlamak için gereken süreç zaman alır. Örneğin, komitenin ABD’deki son resesyonun başlangıç ve bitiş tarihini ilan etmesi bir yıl sürdü. Karar süreci ekonomik aktivitedeki geniş çaplı düşüşün belirlenmesi birçok verinin toplanması ve elenmesini gerektiriyor ki bu veriler çoğunlukla ilan edilmesinin ardından revizyona tabi oluyorlar. Ayrıca, farklı değişkenler birbiriyle çelişen sonuçlar doğurabilir bu sebeple de bir ülkenin gerçekten ekonomik aktivitedeki düşüşünü ölçmeyi zorlaştırabilir.

Recep Serdar Akaydın
IşıkFX Finansal Analist

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder